Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ağustos, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Gündüz

Güneşin ilk ışıkları değildi onu uyandıran. Gece her zamanki gibi uykuya dalmakta güçlük çekmiş ve gündüz de geç kalkmıştı. Sevdiğine dokunabilecekmiş gibi yatağın diğer yanına uzandı. Boştu. Dokunmaya çalıştığı çoktan kalkıp işine gitmiş, o yine kimsesiz evde yapayalnız uyanmıştı. Aklına üşüşen acı verici düşünceleri silip atmak ister gibi salladı başını, ellerini alnında gezdirdi. Uyku mahmurluğunu atamadığı gibi güneşli güzel bir güne neşesiz uyanmanın tatsızlığı da çökmüştü üstüne. Üstelemedi. Kalkıp banyoya gitti, yüzünü yıkadı. Döndüğünde sevdiğinin hazırladığı kahvaltı sofrasına ilişti gözü. Her şeyin yarısı yenmişti. "Yarısı çoktan yenmiş bir hayat" diye düşündü ve kelimeleri bir araya getirip anlamlı bir cümle kurmanın manasızlığını sorgulamadan iteledi yine sözcükleri. Alışmayı umut ederek geçirdiği 2 aydan arta kalan alışamamışlığa gitti sanki havaya kalkan eli. Boşuna kalkmış olmamak için ekmeğe uzandı sonra. Bir parça koparıp ağzına attı. Ağzında dün gece kara