Bu gece benim için minik bir kedi yavrusu taklidi yapar
mısın? Çünkü, seni göğsüme bastırıp uyumak istiyorum. Aslında sadece uyumak
istiyorum. Ama sen de burada olsan hiç de fena olmaz hani. Gözlerinin teki mavi
teki yeşil olmasa da olur, hatta cinsin de olmasın. Tekir veya sarman ol en
fazla. Ah, aslında ne isterim biliyor musun? Gri ol, 3 patin beyaz olsun,
biriyse gri. Öyle bir kedi tanımıştım, ismi Nazlı’ydı. Adının hakkını da
verirdi doğrusu. Minicikti, çok korkardı. Sigaradan öylesine çekilmiş bir
nefesin ardından dudaklarımın arasından fırlayan duman rengindeydi. Kollarımda
titreyerek öldü, lösemiydi. Ama bunlardan bahsetmeyelim şimdi, acı çekmek
istemiyorum. Yeteri kadar çektiğime inandığım zamanlardayım. Ama bir gün
gelecek – çok da uzun sürmeyecek üstelik – acı çekmeyi özleyeceğim. O yüzden
bugün acı çekmeyelim. Sen gri bir kedi yavrusu taklidi yap sadece, bu gece; ve
ben seni göğsüme bastırıp derin ve huzurlu bir uykuya dalayım. Aslında
uykunun huzurlu olması da gerekmez, ağlayarak da uyuyabilirim, akacak
rimellerim var hâlâ kirpiklerimde. Sıcaklığını paylaşmak istiyorum ve kalbinin
en derinine kadar sevgini. O yüzden sen ancak bir kedi olabilirsin bu gece ve
sen ancak bir kedi yavrusu olursan seninle uyuyabilirim ben de.
Biliyor musun? Ben aslında yanımda olamayacak insanlarla dolu bir kalabalıkla bu odadayım ve yalnızım. Geceleri duvarımdaki çatlaklar ve ben konuşuyoruz.
Geceler hiç bitmiyor. Geceler deli. Ben değilim. Ama geceler deli. Bu odada bir
dolap var, bana çocukluğumu anlatıyor; Bay Dolap'la iyi geceler muhabbetleri.
Yastık ağlıyor, siyah rimel izleri kalıyor yüzeyinde. Ben ağlamıyorum, yastık
ağlıyor. Ağlayan ben değilim. Sadece hepimiz çok üzgünüz. Oysa sen şimdi minik
bir kedi yavrusu olsan yastık nasıl da mutlu olur ve bay dolap sana masallar
anlatır, mışıl mışıl uyu diye. Ben de göğsümde uyuturum seni. Sen öylesine gri
olursun ki siyaha yer kalmaz hayatımızda, rimel izleri de kaybolur böylece. O
yüzden hadi gel, gri bir kedi ol sen bu gece, göğsümde uyuyanından. Duvarımdaki
çatlaklar susar hem, dolabın hikâyeleri hüzünlü olmaz artık ve yastık ağlamaz.
Hepimiz, yanımda olamayan bütün o insanlar, onlarca elimizle severiz seni ve
huzurlu oluruz, en sonunda bir gece.
Yorumlar
Yorum Gönder